Page 44 - G

Basic HTML Version

si’ni, 4 yıllık süreçte sağladığı birçok
olumlu neticeye rağmen sorgulanır
hale getirmiştir. Bu bağlamda Avrupa
2020 Stratejisi’nin, 2009 Euro Böl-
gesi Borç Kriziyle birlikte açığa çıkan
4 temel eksikliğinden söz etmek
mümkündür. İlk olarak, Avrupa 2020
Stratejisi kendinden önceki Lizbon
Stratejisi’ne kıyasla AB ekonomisi-
nin yapısal dönüşümü adına önemli
adımlara vesile olmuşsa da yapısı
itibariyle Euro Bölgesi Krizi gibi bir
krizi öngörmekte yetersiz kalmış-
tır. Diğer bir deyişle, içeriği ve genel
hazırlanma gayesiyle son küresel
krizin ardından AB’yi ekonomik ve
sosyal açıdan daha dayanıklı kılma
iddiasıyla yola çıkan 2020 Strate-
jisi, belki de ilk sınavında bekleneni
verememiştir. Bu durumda, Avrupa
2020 Stratejisi’nin, her ne kadar
gerçekçi ve yeni dönemin koşulla-
rına uygun bir anlayışla hazırlansa
da nihai temelde Avrupa bütünleş-
mesi düşüncesinin “kurucu öncüleri”
olan Robert Schuman, Jean Mon-
net ve Walter Hallstein’in hükümet-
ler üstü anlayışının sahip olduğu ide-
alizmin bir ürünü olmasının büyük
payı bulunmaktadır. Strateji’nin
ikinci eksikliği, hedefleri belirler-
ken üye ülkeler arasındaki farklılık-
ları ve Birliğin heterojen yapısını göz
ardı etmesinde yatmaktadır. Her ne
kadar Avrupa 2020 Stratejisi, Lizbon
Stratejisi’nden ders çıkararak uygu-
lama aşamasında üye ülkelere etkin
sorumluluk yüklese de hedeflerin
belirlenmesi aşamasında ülkeler
arasında siyasi, ekonomik ve sosyal
açıdan var olan farklılıkları dikkate
almayarak 27 ülkeyi bir bütün olarak
kabul etme yanılgısına düşmüştür.
Çolak ve Ege’nin Avrupa 2020 Stra-
tejisi’ndeki hedeflerin üye ülkeler
nezdindeki gerçekleştirilme oran-
larını ele aldıkları makalelerinden
de görüleceği üzere, Kuzey Avrupa
ülkeleri hedefler henüz uygulamaya
konmamışken bile çoğu hedefe ulaş-
mış bir görünüm arz etmişler, fakat
Güney Avrupa ülkeleri açısından tam
tersi bir durum ortaya çıkmıştır. Söz
konusu farklılıkların “AB’nin eski
üyeleri” olarak adlandırılan 15 üye
ülkeyle 2004 genişlemesinden bu
yana Birliğe dâhil olan 13 üye ülke
arasında da var olduğu düşünüldü-
ğünde, 2020 Stratejisi’nde öngörü-
len hedeflerin her ülkenin kendine
özgü ihtiyaçlarına göre uyarlanması
ve uygulanmasının, Strateji’nin başa-
rıya ulaşması açısından ne kadar
büyük önemi haiz olduğu görülmek-
tedir. Strateji bağlamında ortaya kon-
ması gereken üçüncü eksiklik, bizzat
Strateji’nin temel hedefleri arasında
var olan çelişkidir.
İçeriği itibariyle AB’nin sorun yaşa-
dığı birçok alanda düzenleme
yapma iddiası taşıyan bir belge ola-
rak Avrupa 2020 Stratejisi, tam da
bu özelliği dolayısıyla özellikle eko-
nomik ve sosyal hedefleri arasın-
daki açmazlara sahne olmaktadır.
Örneğin, Avrupa 2020 Stratejisi’nin
yaptığı akılcı büyüme tanımlaması,
çevresel tahribat pahasına ekono-
mik büyümeyi merkezine alan kla-
sik büyüme tanımı ile sera gazı salı-
nımının azaltılmasını öncelik olarak
belirleyen çevreyle barışık büyüme
tanımı arasındaki uzun süreli anlaş-
mazlığı çözmekte yetersiz kalmak-
tadır. Bundan dolayı, Strateji’nin
iki temel hedefi olan akılcı büyüme
ve sürdürülebilir büyüme arasında
doğal bir çelişki yaratan bu durum
nedeniyle AB ülkeleri, -Pochet’nin
de belirttiği üzere- kamu borçlarının
azaltılması, yeşil ekonomiye yatırı-
mın sağlanması ve devletin vatandaş-
lara yönelik hizmetlerinin devam-
lılığı hususları açısından kelimenin
tam anlamıyla bir “üçlem”le karşı
karşıya kalmaktadır. Söz konusu
çelişkiler nedeniyle de Avrupa 2020
Stratejisi, kamuoyu nezdinde itibar
yitirme riskiyle karşı karşıya kal-
maktadır. Avrupa 2020 Stratejisi’nin
dördüncü ve son eksikliği, hedeflerin
uygulanması açısından öngördüğü
kurumsal işbölümünde ortaya çık-
maktadır. Esasen Avrupa 2020 Stra-
tejisi, bu alanda hiçbir adım atmayan
Lizbon Stratejisi’ne kıyasla AB gene-
linde vatandaşların temsil edildiği
organ olarak kabul edilen Avrupa
Parlamentosu’na hedeflerin uygu-
lanması açısından üye devlet par-
lamentolarını harekete geçirme ve
Konsey’le Komisyon arasında diya-
log başlatma gibi görevler öngör-
müştür fakat bu yine de yeterli
görülmemektedir. Özellikle Kon-
sey ve Komisyon’un Strateji’yi uygu-
lama noktasında sahip oldukları
başat önem göz önünde bulundurul-
duğunda Avrupa 2020 Stratejisi’nin
Avrupa Parlamentosu’na öngördüğü
alan çok sınırlı ve sembolik olarak
addedilmektedir. Söz konusu aksak-
lık da, AB’nin yıllardan beri boğuş-
tuğu Birlik geneli meşruiyet krizine
yeni bir boyut eklemekle kalma-
yıp Strateji’nin AB vatandaşları nez-
dinde makbul ve kayda değer bir
metin olması ihtimalini de zora sok-
maktadır.
Avrupa 2020 Stratejisi, AB’yle 2005
yılından bu yana üyelik müzakereleri
yürüten bir aday ülke olarak Türki-
ye’yi de yakından ilgilendirmektedir.
Bu çerçevede Türkiye de, AB ülkele-
riyle eşit ekonomik ve sosyal koşul-
lara sahip olma yükümlülüğü açı-
sından söz konusu hedeflerin etki
alanı dahilinde bulunmaktadır. Dola-
yısıyla, hükümetin 2023 yılı için
öngördüğü Türkiye’nin 2023 Hedef-
leri, Avrupa 2020 Stratejisi’yle bir-
likte ele alındığında daha da önem
kazanmaktadır.
Temel başlıklar olarak;
• Türkiye’yi 2023 yılında dünya-
nın ilk on ekonomisinden biri haline
getirmek,
• Kişi başınamilli geliri 25 bin dolara
çıkarmak,
• 500 milyar dolar ihracat gerçekleş-
tirmek,
• Dış ticaret hacmini 1 trilyon dolara
çıkarmak,
• İşsizliği % 5 seviyesine çekmek,
• Ar-Ge harcamalarında Türkiye’yi
dünyada 1. lige çıkarmak,
• Türkiye’yi üç kıtanın lojistik mer-
kezi haline getirmek, gibi hedef-
leri içeren 2023 Hedefleri, içeriği
ve genel mahiyeti açısından Avrupa
2020 Stratejisi’yle benzeşmektedir.
Klasik büyüme anlayışının ötesine
geçerek büyüme kavramını sosyal
ve teknolojik temellere dayandırma
iddiasını taşıyan 2023 Hedefleri, bu
yönüyle Avrupa 2020 Stratejisi’nin
ülkemizdeki yansıması olarak ele alı-
nabilir. Ortaya koyduğu hedeflerin
hayata geçirilmesi açısından Bakan-
TÜRKİYE’NİN 2023 HEDEFLERİ ÇERÇEVESİNDE AVRUPA 2020 STRATEJİSİ VE SONUÇ
GÜMRÜK MÜŞAVİRİ |
46
42