Page 29 - G

Basic HTML Version

birleşme işlemlerinde ilk çeyrekte frene basıldı.
2014’ün ilk çeyreğinde 74 işlemde 4,5 mil-
yar dolarlık büyüklüğe ulaşılmışken, 2015’in
aynı döneminde yaklaşık 2,5 milyar dolarlık
60 işlem yapıldı. İkinci çeyrek beklentileri de
düşük. Ancak ikinci yarıyılda seçimlerin atla-
tılması ve kurların sakinleşmesi ümidiyle satın
alma ve birleşme işlemlerinde ciddi artış bek-
leniyor.
Türkiye’de 2015 yılı ilk çeyreği piyasalar açısın-
dan oldukça sıkıntılı geçti. Özellikle kur hare-
ketleri satın alam ve birleşme işlemlerini de
olumsuz yönde etkiledi. Gerçekleşen rakamlar
da bunu net olarak ortaya koyuyor.
Bu yıl ilk çeyrekte 28’i yabancı ve 32’si yerli
olmak üzere 60 satın alma ve birleşme işlemi
oldu. Değeri açıklanan 18 yerli yatırımcı işle-
minde 1 milyar 168 milyon dolar ve değeri
açıklana 10 yabancı işleminde 687 milyon
dolar olmak üzere, toplam 28 işlemde 1 milyar
855 milyon dolar büyüklük gerçekleşti. Değeri
açıklanmayan 32 işlem ile birlikte ilk çeyrek
işlem büyüklüğünün 2,5 milyar dolar civarında
olduğu tahmin ediliyor.
2014 yılı ilk çeyreğinde ise değeri açıklanan 3,3
milyar dolarlık 32 işlem yapılmış, değeri açık-
lanmayan 42 işlemle birlikte toplam 74 satın
alma ve birleşme gerçeklemiş toplam 4,5 mil-
yar dolar hacim oluşmuştu.
Türkiye de şirket birleşme ve satın almaları-
nın yaşamış olduğu bu olumlu havadan istifade
etmiş gözüküyor. Geçtiğimiz sene 336 olarak
gerçekleşen şirket birleşme ve satın almaları,
Cumhuriyet tarihindeki en yüksek rakama
tekabül ediyor. Satın alma ve birleşmelerin içe-
riği incelendiğinde, işlemlerin sadece %25’lik
bölümünün yabancılar tarafından gerçekleş-
tirildiği, geriye kalan %75’lik oranın Türk iş
adamları tarafından hayata geçirildiği anlaşılı-
yor. Bu da Türkiye’de ki iş dünyasındaki özel-
likle bir önceki kuşağın bu gibi şirket evlilik-
lerine olan olumsuz bakışının yeni ve genç
kuşakta ne ölçüde değiştiğini açıkça ortaya
koyuyor. Artmakta olan rakamlar, bir taraftan
yeni nesil iş adamlarının dünya trendlerine ne
kadar açık olup, bu trendleri ne kadar yakından
takip ettiklerini ortaya koyarken, diğer taraf-
tan çetin küresel rekabet koşullarının Türk iş
dünyasında da hissedildiğini ve Türk iş adam-
larının da, aynen yabancı muadillerinin yaptığı
gibi, şirket satın alma ve birleşmelerini bu çetin
piyasa koşullarında ayakta kalmak için önemli
bir strateji olarak gördüklerini gösteriyor.
Gerçekleşmiş olan işlemlerin sektörel ağırlık-
ları incelendiğinde, küresel piyasalarda son
dönemde telekomünikasyon ve ilaç sektörle-
rinde önemli şirket birleşme ve satın almaları
yaşanırken Türkiye piyasasında, geçtiğimiz yıl
bu işlemlerin en yoğun olarak yaşandığı sektör
olarak enerji ortaya çıkıyor. Bu sektörde geçti-
ğimiz sene meydana gelen 36 şirket birleşme
ve satın almasında toplam 6 milyar dolarlık bir
hacme ulaşıldı. Senelik enerji faturasının 60
milyar doları geçtiği ve bunun cari açıkta çok
önemli bir kalem olarak kaydedildiği bir piya-
sada, enerji sektöründe ki bu hareketliliğin nor-
mal karşılanması gerekmektedir.
SONUÇ
2014 yılının şirket birleşme ve satın almalar
açısından dünyada olumlu bir sene olarak geç-
mesinin beklenmesi Türkiye iş dünyasına da
olumlu olarak yansıyacaktır. Dünya piyasala-
rında, özellikle nakit kullanımının azaldığı ve
hisseler vasıtasıyla şirket satın alma ve birleş-
melerinin gerçekleştirilmeye başlandığı göz
önüne alınırsa, Amerikan Merkez Bankası’nın
gelişmekte olan piyasaları yakından ilgilendi-
ren faiz kararından etkilenebilecek olan ülke-
lerden biri olan Türkiye için, likidite kullanımı-
nın azaldığı bu model olumlu bir gelişme olarak
görülebilir. Bunun yanında, 2008 yılında yaşa-
nan küresel ekonomik krizden sonra, göstermiş
olduğu ekonomik performansla küresel şok-
lara karşı dayanıklılığını ispatlamış olan Tür-
kiye’nin, yabancı kaynaklı şirket alım ve bir-
leşme oranlarını da arttırması beklenebilir.
Ancak nihai olarak Türkiye’deki şirket alım ve
birleşmeleri açısından belirleyici olacak olan,
hali hazırdaki şirket alım ve birleşmelerinin
%75’lik bölümünü gerçekleştirmiş olan Türk
iş dünyası olacaktır. Özellikle küresel rekabet
ortamının ülke içi rekabet ortamına yansıma-
ları ve yeni nesil iş adamlarının şirket birleşme
ve alımlarına karşı takınmış oldukları olumlu
tavrın sürüp sürmeyeceği Türkiye piyasasın-
daki şirket birleşme ve satın almalarının hangi
boyutlarda devam edeceğini belirlemek açısın-
dan önemli bir yer teşkil edecektir.
Yatırımcı bulabilmek için doğru fizibilite
raporu nasıl hazırlanır?
Satınalma birleşme, şirket değerlemeleri veya
sermaye arayışı içerisinde olan şirketler için
fizibilite raporu en çok önem arz eden kay-
nak ve dokümantasyonlardan bir tanesidir. Bu
rapor yatırımcı ya da finansör şirket ya da ban-
kaya faaliyet hakkında detaylı bir şekilde bilgi
vermekte ve yapacağı yatırımın geri dönüşü-
nün ne şekilde ve sürede olacağını anlatan en
önemli donedir. Rapor içerisinde liste olarak,
şirketin tarihçesi, faaliyetin detaylı anlatımı,
şirket ortaklarının cv si, yatırımın maliyetleri,
geri dönüşümü, sektör içerisinde nerede yer
almak istendiği en az 5 yıllık periyod halinde
anlatılmalıdır. Bu raporun kesinlikle profesyo-
neller tarafından hazırlanması gerekmektedir.
Bunun en önemli nedeni, rapor içerisinde belir-
tilen rakamların gerçeklikle en yüksek oranda
örtüşebilmesi ve yatırımcı/finansöre şirketin
vizyonun ne olduğunun anlatılması anlamında
profesyonel bir şekilde hazırlanması gerek-
mektedir. Eğer şirket bünyesin bu raporu hazır-
layabilecek bir profesyonel mevcutta bulun-
muyor ise, kesinlikle akredite ve bilinen bir
bağımsız denetim şirketine bu raporun hazırla-
tılması gerekmektedir.
Türk girişimcilere ve yatırımcılara önerile-
riniz?
Türk girişimcilerin öncelikle faaliyetlerinin
ölçek büyüklüğü ne olursa olsun, işletmelerine
tamamı ile profesyonel ve kurumsal bir viz-
yonla bakmaları gerekmektedir. Bir yatırımcı
gözü ile düşünebilmeli, gerekiyorsa gerekli alt-
yapıyı kazanabilmek için kendilerini yetiştir-
meleri gerekmektedir. Girişimleri daha başlan-
gıç safhasında bile olsa ileriye dönük nasıl bir
yapıya sahip olmak istedikleri ve elde etmek
istedikleri pazar payı doğrultusunda odaklı bir
şekilde çalışmalı ve belirli zaman aralıkları içe-
risinde hedefler doğrultusunda ilerlemelidirler.
Yatırımcılar ise, özellikle Türkiye gibi yük-
selen piyasalar ekonomisi ortamında etütle-
rini, pazar araştırmalarını çok dikkatli yapmak
zorundadırlar. Bunun nedeni gelişmiş piyasa-
lar ekonomilerinin dinamiklerine ek olarak bir-
çok değişen ve ilklerle karşılaşabileceklerinden
dolayı, yatırımlarını sektörde tecrübe kazanmış
bir kadro ile gerçekleştirmeleri gerekmektedir-
ler. Ayrıca global ticaret dengeleri, coğrafi, kül-
türel ve siyasal etütte büyük önem arz etmek-
tedir.
Alp Demirler, lisans eğitimini İşletme dalında,
lisansüstü eğitimini ise Finans dalında olmak üzere
New York Institute of Technology üniversitesinde
tamamladı. Mezuniyeti sonrasında, New York’ta
yer alan ve global finans dünyasının efsanevi
şirketlerinden biri olan Merrill Lynch yatırım
bankasında operasyonlar bölümünde sorumlu
olarak kariyerine adım attı.
Merrill Lynch’deki görevinin ardından, 1999
yılında, halka açık uçak parçaları üretiminde global
bir lider olan Fairchild Corporation, gayrimenkul
yatırımı bölümünde Direktör Yardımcısı ünvanıyla
çalışmaya başladı. 2000-2002 yılları arasında,
sürdürdüğü görev kapsamında $200.000.000
Dolar’lık fon yönetimi çalışmalarında yer aldı.
2003 yılında The Coughlin Group’a bireysel ve ticari
gayrimenkul finansman uzmanı olarak transfer
oldu. 2005-2008 yılları arasında ticari gayrimenkul
finansmanı ağırlıklı olmak üzere uluslararası
finansman bölümü grup müdürü olarak görev
almış ve bu tarihler arasında ekibi ile birlikte $2
milyarın üzerinde kredi işlemi gerçekleştirmiştir.
2008 Haziran ayında, Türkiye’de finansman
danışmanlığı alanındaki ihtiyaçları ve profesyonel
kadro eksikliğini görerek, bu alanda öncülük
hizmeti verme amacı ile altyapı çalışmalarını
başlatmış ve bugün sektörde lider konuma erişen
MMI Group’u 2009 yılında kurmuştur.
S. Alp DEMİRLER
KİMDİR
GÜMRÜK MÜŞAVİRİ |
46
27