Page 61 - G

Basic HTML Version

ticari ilişkiler haline gelmiştir. Dünya’da;
Ronald Reagan, Margaret Thacher ve
Jacques Chirac’la sembolize edilen ülke-
mizde Turgut Özal’la başlayan uygula-
mayla Bir devlet başkanı veya başba-
kan başka bir ülkeye resmi ziyarette
bulunurken birkaç diplomatın dışında
çok sayıda işadamını da beraber götü-
rerek 2 ülke arasında win-win yani her
iki tarafın da kazandığı siyasi anlaşma-
ların yanı sıra ekonomik ve ticari işbir-
likleri ve anlaşmalar da yapmaktadırlar.
Günümüzde ülkeler arasında siyasi ihti-
laflar da askeri-siyasi tedbirlerden çok
ekonomik ve ticari yaptırımlarla çözüm-
lenmeye çalışılmaktadır. Saddam zama-
nında Irak’a, Kaddafi zamanında Lib-
ya’ya, atom bombası yapma niyetinde
olan İran’a Gürcistan ve Kırım’ı işgal
eden ve Kırım’ı daha sonra ilhak eden
PutinRusya’sına ve atombombası yapma
çabasını bütün uyarı ve ikazlara rağmen
sürdüren Kuzey Kore’ye ile Beşer Esad
yönetimindeki Suriye’ye karşı ulusla-
rarası ekonomik ve ticari yaptırımlar
uygulanmış ve uygulanmaktadır. Böy-
lece uluslararası ticarete katılamayan,
hammadde, yarı-mamül ve mamül mal-
larını satamayan ve ihtiyacı olan ham-
madde ve diğer ara mallar ile zaruri
nihai tüketim mallarını ithal edemeyen
kambiyo faaliyetleri ve uluslararası para
transferleri kısıtlanan, yurtdışındaki
mal varlıkları dondurulan ülkeler büyük
ekonomik ve sosyal sıkıntılar çekmekte,
telafisi imkansız maddi kayıplara uğra-
yarak halklarını sefalete sürüklemekte
ve sonunda düşmanca tutumlarından
vazgeçmek zorunda kalarak uluslara-
rası toplumla uzlaşmaktadırlar.
Sonuç olarak Kıbrıs’ta AB çatısı altında
bir anlaşma ve adadaki 2 toplum ve dev-
letin kısmen egemenliklerini muha-
faza ettikleri “Federal” bir yapıda birleş-
meleri hem büyük ekonomik zorluklar
çeken GKRY hem de uluslar arası hak-
sız ve hukuksuz ambargolara yıllar-
dır maruz kalan KKTC’ nin hızla kalkın-
masına, Türk ve Rum halklarının refah
düzeylerinin çok artmasına, adanın
doğusunda çıkan doğal gaz ve batısında
rezervleri keşfedilen ancak henüz üre-
time ve işletmeye alınamayan hidrokar-
bon kaynaklarının Avrupa’ya sürekli ola-
rak istikrarlı ve öngörülebilir bir fiyattan
ihraç edilebilmesine imkan verecek-
tir. Bu durum AB’yi petrol bakımından
Arap ülkelerine, doğal gaz bakımından
da Rusya’ya bağımlılıktan kurtaracak,
Avrupa’nın enerji arz güvenliğini garan-
tiye alacaktır. Yıllık toplam GSMH’sı 4
milyar dolar civarında olan KKTC’nin
bulunduğu Kuzey Kıbrıs bölgesine en
az 20 milyar dolarlık yabancı sermaye
yatırımı gelmesi beklenmektedir. Bütün
adaya gelecek toplam yatırımmiktarının
50 milyar doları bulması planlanmakta-
dır.
Bütün bu olumlu gelişmelerin Türkiye’
ye yararı da Yunanistan’ ın AB’ ye tam
üye olduğu 1981’ den beri Kıbrıs mese-
lesi yüzünden AB’ nin Türkiye’ye yapa-
cağı mali yardımları ve Türkiye-AB ara-
sındaki en üst karar organı olan Ortaklık
Konseyi toplantılarını bloke etmesi-
nin önlenecek olmasıdır. Ayrıca Ara-
lık 2006’ da AB Konseyi’ nin Türkiye’ nin
GB’ ni GKRY’ ne teşmil etmemesi nede-
niyle 8 müzakere başlığını askıya alması,
açılmış olan müzakere başlıklarının da
kapatılmaması kararı da kaldırılacak-
tır. Böylece hem Yunanistan ile birlikte
Dünyanın en büyük deniz ticaret filola-
rından birine sahip olan Kıbrıs’ın başta
Mersin ve İskenderun gibi Türk limanla-
rını kullanabilecek olmaları Türkiye’nin
dış ticaret hacmini ve kapasitesini çok
artıracak hem de siyasi nedenlerle Tür-
kiye’ nin “Dış Ticaret” ilişkileri çok az
miktarda olan Mısır, İsrail, Suriye ve son
uçak düşürme olayından sonra Rusya
Federasyonu ile siyasi ilişkileri çok iyi
olan Kıbrıs üzerinden GB kapsamında
bu ülkelere yapabileceğimiz ihracat mik-
tarlarımız çok büyük oranda artabile-
cektir. En önemlisi de Türkiye AB tam
üyelik müzakereleri büyük ivme kazana-
caktır.
DMW Uluslararası Diplomatlar Bir-
liği, EBCA ( Avrupa İşadamları Kulübü )
ve GAÜ ( Girne Amerikan Üniversitesi’
nin 28 Kasım 2015’ te KKTC’ de düzen-
ledikleri “BARIŞA GİDEN YOLDA KIBRIS
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE YATIRIM”
Zirvesi; Kıbrıs Türk Toplumunun ulus-
lararası entegrasyonlara katılması ve
Kuzey Kıbrıs’ a GSMH’ nın birkaç katı
miktarda yatırım gelmesine vesile ola-
cağı için fevkalade yararlı olmuştur.
Son söz uluslararası ticaretin ve karşı-
lıklı ekonomik bağımlılığın olduğu yerde
“Savaş” olmaz, barış, refah ve zenginlik
olur.
İstanbul Arel üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
KIBRIS KÜLTÜR VE EĞİTİM DERNEĞİ Genel Başkanı
TÜRK-KUZEY KIBRIS TÜRK TİCARET ODASI Kurucu Başkanı
TÜRDER – Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Genel Başkanı
DMW – Uluslararası Diplomatlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
TAV – Türkiye Avrupa Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi
AB ve UNDP Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Ticaret Danışmanı
KIBRIS AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ Mütevelli Heyet Üyesi.
1995’ te TC Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Müşaviri ve 2006’ da AB tarafından finanse edilen UNDP (
BM Kalkınma Programı ) tarafından uygulanan Azerbaycan Gümrük Hizmetlerinin Modernleştirilmesi Pro-
jesi Danışmanı olarak AB’ ye uyumlu Türk Gümrük Kanunu ve Azerbaycan Gümrük Kanunlarının hazırlan-
masında görev yapmıştır.
Doç. Dr. Uğur ÖZGÖKER
KİMDİR
GÜMRÜK MÜŞAVİRİ |
46
59